Astım, akciğerlerde bulunan hava yolu olan bronşların genetik ya da çevresel faktörler gibi çeşitli uyaranların etkisiyle daralması sonucu oluşuyor. Çevre kirliliği, modern yaşam biçimi, katkı maddeli gıdalar sebebiyle her geçen gün görülme sıklığı artan ve kronik bir hastalık olan astım 7’den 77’ye birçok kişiyi etkiliyor. Yapılan son araştırmalar dünyada 300 milyon, ülkemizde ise 4 milyon kişinin astım olduğunu söylüyor. Hastalık erişkinlerde iş gücünü, çocuklarda ise okul başarısını azaltan bir etki yaratıyor. Kış ve bahar aylarında çocuklarda alerjik hastalıkların belirtileri görülüyorsa mutlaka bir çocuk alerji uzmanına başvurmak gerekir. Erken teşhis çok önemlidir. Kış ve bahar aylarının verdiği ipuçlarını değerlendirmek gerekir.
Astım belirtileri sık öksürük, gece uykudan kaldıran öksürük, düzelmeyen hırıltı, nefes sıkışması, egzersiz sonrası öksürük, hırıltı, nefes sıkışması görülmesi, gribin düzelmemesi, sık sık hastalanmadır. Kış ayında sıklıkla astım belirtileri ortaya çıkar. Bahar aylarında bu belirtiler artıyorsa polenlere bağlı astım olma olasılığı yüksektir. Bu sebepten bahar ayı polen alerjisine bağlı alerjik hastalıkların ortaya çıkmasını ve teşhis konulmasını sağlamaktadır.
Allerjik bronşit, spastik bronşit astım hastalığı için kullanılan diğer terimlerdir.
Ailede anne veya babada alerjik hastalıklardan herhangi birisi varsa çocukta görülme olasılığı yüzde 30 ile yüzde 50 arasındadır. Ailede 2 kişide varsa bu oran yüzde 80’lere çıkar. Akrabalarda alerji görülmesi de risk oluşturur. Çünkü alerjik hastalıklar genetik olarak geçmektedir.
Çocuklarda yüzde 60-70 oranında astım ve alerjik nezle birlikte görülür. Bu sebepten alerjik nezle varsa astım yönünden, astım varsa alerjik nezle yönünden mutlaka değerlendirilmelidir.
Astım teşhisinde de alerji testleri çok önemlidir. Astım teşhisinde ayrıca solunum fonksiyon testleri, astım kontrol testi, kan testleri gibi testler de kullanılır. Astım hastalığının teşhisinin doğru konulması çok önemlidir. Aksi takdirde her öksüren çocuğa astım dersek boşu boşuna astım ilaçları uzun süre kullanılmış olur. Aynı şekilde astımlı bir çocuğun teşhisi konulmazsa akciğerlerde hasarların gelişmesine neden olabiliriz. Doğru teşhis çok önemlidir. Astım belirtileri olan bir çocuk mutlaka çocuk alerji uzmanlarınca teşhis konulmalıdır.
Astım teşhisi konulduktan sonra verilen ilaçların da doğru teknikle kullanılması gerekmektedir. Aksi takdirde ilaçların faydası olmayacaktır. Sprey şeklinde olan ilaçlar ağza sıkılırsa faydası olmayıp ağız içinde aftlara neden olarak zarar da verebilir. Aynı zamanda ağızdan emilerek zararlı olabilir. Sprey ilaçların akciğerlere ulaşması gerekmektedir. Bu sebeple hazne denilen aracı tüp ve maskelerle verilmelidir.
Etkilidir. Aşının hangi hastalara yapılacağı doğru seçilirse ve doğru karışım yapılırsa aşı tedavisi sonuçları yüz güldürücü olmaktadır. Dil altından uygulanan damla aşılar olduğu gibi cilt altından uygulanan enjeksiyon aşılar vardır. Hangi metodun uygulanacağı hastaya göre değişmektedir.
Aşı tedavisi başlanırsa en az 3 yıl tedavi sürdürülmelidir.
Yenidoğan bebeklerin polen mevsiminde polenlerin yoğun olduğu dönemlerde dışarıya çıkarılmaması özellikle ailesinde alerjik hastalık olanlarda önemlidir. Anne sütü ile beslenme alerjik hastalıkların gelişmesini engellediği için ilk 6 ay sadece anne sütü verilmesi önemlidir. İlk 2 yaşta antibiyotik kullanmaktan kaçınılması önemlidir. Gereksiz antibiyotik kullanımı alerjik hastalıklara davetiye çıkarmaktadır.