blog-post-image

Albumin, karaciğer tarafından sentezlenen ve kanda en fazla bulunan protein türüdür. Organ ve dokular arasında kan yoluyla yapılan alışverişte önemli bir role sahiptir. Kan plazmasında yer alan, büyük protein moleküllerinin kılcal damarlar gibi dar bölgelerden geçmesini sağlayan onkotik basıncı düzenleyen en önemli proteindir. Büyük oranda sudan oluşan kanın yoğunluğunu belirleyen albumin, damar içinde onkotik basınç oluşturur. Oluşan basıncın etkisiyle damar ve doku boşlukları arasındaki sıvı dengesi sağlanır. Böylece dokularda sıvı birikimi olarak tanımlanan ödem oluşumunu ve damar yatağında sıvı birikimi sonucu oluşabilen tansiyon yüksekliğini engeller. Kanda bulunan protein miktarının yaklaşık %60'ını oluşturan albumin, kan dolaşımının yanı sıra vücut dokularında bulunan sıvılarda da yer alır. Farklı bir deyişle; albumin vücutta kan, kas, deri, ter, gözyaşı, mide sıvıları ve safrada bulunan protein türüdür. Büyük proteinlerin vücut sıvılarına taşınması için onkotik basıncı sağlamasının yanı sıra albumin, organik moleküllerin, suda çözünürlüğü düşük olan yağ asitlerinin ve kalsiyum gibi pek çok mineralin taşınmasında da önemli bir göreve sahiptir. Kanda yer alan pek çok maddenin yanı sıra vücut için gerekli besin maddelerinin ve hormonların taşınmasında albumin önemli rol oynar. Vücudun asit-baz dengesinin korunmasında da önemli bir role sahip olan albumin, suda çözünemeyen toksik metabolizma ürünlerini vücut için zararsız hâle getirir. Kanda oluşan albumin düşüklüğü ve yüksekliğine geçmeden önce albumin nedir bunu iyi anlamak gerekir.

Albumin Nedir?

Bir protein türü olan albumin karaciğer tarafından günde yaklaşık 12 - 14 gr. kadar sentezlenir. Kandan vücut dokularına sızma eğilimi olan büyük proteinler, kılcal damar gibi dar damarlardan geçemez. Albumin ise sağladığı onkotik basınç sayesinde bu gibi büyük proteinlerin ve suda çözünebilen diğer maddelerin dar alanlardan geçişini sağlar. Albuminin bir diğer özelliği de suda zor çözünen yağ asitlerinin kan yoluyla taşınmasını sağlamasıdır. Ayrıca pek çok fizyolojik süreçte yer alan nitrik oksit (NO), oleik ve linoleik gibi yağ asitleri, tiroit ve steroid hormonları, tedavi amacıyla vücuda alınan ilaçlar ve B6 vitamini albümin tarafından taşınır. Albumin, oksijen serbest radikalleri olarak tanımlanan vücutta serbest bir şekilde dolaşan kararsız atomlara bağlanarak onları kontrol altında tutar. Karaciğerin, kırmızı kan hücreleri olarak bilinen eritrositleri parçalaması sırasında açığa çıkan bilirubin (BIL) gibi suda çözünmeyen toksik metabolik atıklarına bağlanarak onları etkisiz hâle getirir. Ayrıca vücut için tehlikeli olabilen çinko, bakır, cıva ve nikel gibi bazı metal iyonlarına da bağlanır ve kandaki konsantrasyonlarını kontrol altında tutar. Karaciğer tarafından sentezlenen ve kan, kas, deri, ter, gözyaşı, mide sıvıları ve safrada yüksek konsantrasyonda bulunan albuminin kanda az miktarda bulunması, albumin eksikliği olarak tanımlanır. Albümin eksikliği, yetersiz ve dengesiz beslenme gibi diyete bağlı olarak oluşabileceği gibi ileri derecede karaciğer bozuklukları başta olmak üzere pek çok farklı hastalıktan da kaynaklanabilir. Albumin yüksekliği ise, susuz kalma, terleme, diyabet, tedavi amaçlı albumin alımı gibi sebeplerden oluşabilir.

Albumin Normal Değeri Nedir?

Kanda en fazla bulunan plazma proteini olan albumin, karaciğer tarafından sentezlenir. Kılcal damarlardan geçemeyecek kadar büyük proteinlerin oluşturduğu onkotik basınç sayesinde proteinlerin bu bölgelerden geçişini sağlar. Böylece ödem oluşumunu ve damar yatağında sıvı birikimi sonucu oluşabilen tansiyon yüksekliğini engeller. Albumin seviyesi, yapılan laboratuvar testleri ile kan ve idrardan olmak üzere iki farklı şekilde ölçülebilir. Albumin referans aralığı kan düzeyinde yetişkinlerde 3.4 ile 5.4 g/dL iken, idrarda normal albumin değeri 0 ile 8 mg/dL'dir.

Albumin Testi Niçin Yapılır?

Sarılık, hâlsizlik, bitkinlik, iştah kaybı, kilo kaybı, bulantı, kusma, sindirim problemleri, kaşıntı, dışkı ve idrar renginde değişiklik gibi karaciğer bozukluğu belirtilerinin yanı sıra ödem, göz kapaklarında şişlik, karın ağrısı ve ishal, köpüklü idrar, idrar miktarında azalma, tırnak diplerinde solukluk, karın, el ve ayak bilekleri, göz kapakları ve bacaklarda şişlik gibi nefrotik sendrom belirtileri varlığında da albumin testi yapılır. Ayrıca bazı durumlarda kişinin, sağlıklı ve dengeli beslenip beslenmediğinin anlaşılması ve dehidratasyonun tanı ve takibi için de albumin testi yapılabilir. Albumin testi, karaciğer ve böbrek hastalıklarının tanısının yanı sıra ve beslenme problemi olduğu düşünülen kişilere de uygulanır. Ayrıca hekim, rutin tarama amacıyla da albumin seviyesinin kontrol edilmesini isteyebilir.

Albumin Düşüklüğü Nedir?

Laboratuvar ortamında yapılan kan testinde albumin seviyesinin referans değerin altında olması albumin düşüklüğü olarak tanımlanır. Albumin düşüklüğü olan kişinin kan plazmasında yer alan büyük protein molekülleri, dar damar yapılarından geçemez. Bunun sebebi albumin miktarının, onkotik basıncı dengeleyecek seviyede olmayışıdır. Dolayısıyla kişide, vücut dokularında sıvı birikimi olarak tanımlanabilen ödem oluşur. Özellikle el ve ayak bilekleri, bacak, yüz ve göz kapaklarında ödeme bağlı şişlikler oluşur. Albumin düşüklüğü, karaciğerde yeteri kadar albumin sentezlenmemesi, aşırı albumin kaybı ve albumin yıkımından kaynaklanabilir. Aşırı alkol kullanımı, siroz, hepatit ve diğer bazı karaciğer hastalıkları albuminin karaciğer tarafından yeterince sentezlenememesine neden olabilir. Ayrıca, diyabet, mide ülseri, bazı kronik ve romatizmal hastalıklar, hipotiroidi, hipoadrenalizm, büyüme hormonu bozuklukları, yatağa bağımlı kalma ve uzun süreli açlık gibi beslenme bozuklukları, kan düzeyinde albumin seviyesinin düşmesine neden olabilir. Albumin kaybını artıran durumlar, kanama, ishal, travmalar, yanık, çölyak hastalığı ve nefrotik sendrom varlığında görülebilir. Albumin yıkımı ise ateş, preeklampsi olarak tanımlanan gebelik zehirlenmesi, tiroit rahatsızlıkları, cushing hastalığı gibi durumlarda oluşabilir. Tüm bunların haricinde kan hacminin artışını tetikleyen gebelik, aşırı su tüketimi, bazı ilaçların kullanımı ve kalp yetmezliği de albümin seviyesinin düşmesine yol açar. Albümin eksikliğinde görülen belirtilerin bir kısmı aşağıda sıralanmıştır:

  • Hâlsizlik ve yorgunluk
  • Bulantı ve kusma
  • Ateş
  • Kaşıntı
  • Karın ağrısı
  • Vücudun farklı bölgelerinde şişlik (ödem)
  • Vücutta morluk oluşumu
  • İştah kaybı
  • Ani kilo kaybı
  • Nefes darlığı
  • İdrar ve dışkı renginde değişim
  • Gece sık idrara çıkma isteği
  • Erkeklerde cinsel işlev bozukluğu
     

Albumin Yüksekliği Nedir?

Albumin yüksekliği nadiren görülen bir durumdur. Çoğunlukla sıvı eksikliğinden kaynaklanan bu durum, aşırı terleme, ishal, diyabet, diüretik ya da farklı bir deyişle idrar söktürücü ilaçların kullanımı ve tedavi amacıyla kan yolundan albumin alımına bağlı olarak görülebilir. Şeker hastalığı, albumin seviyesinin yükselmesine de düşmesine de yol açabilir. Bunun sebebi, kontrol altına alınmayan diyabetin, vücuttan aşırı miktarda sıvı atımına, dolayısıyla kan seviyesindeki sıvı miktarının azalmasına yol açması ya da böbreklerde protein kaçağına yol açmasıdır. Çoğunlukla vücudun susuz kaldığının göstergesi olan albumin yüksekliğinin giderilmesi için her gün 2 litreden fazla su tüketilmesi son derece önemlidir. Protein odaklı diyetlerden kaçınılmalı, dengeli ve sağlıklı beslenilmelidir. Albümin yüksekliğinde görülen belirtilerin bir kısmı şöyledir:

  • Hâlsizlik ve yorgunluk
  • Uyku isteği
  • Ağızda kuruluk
  • Karın ağrısı
  • Baş dönmesi
  • Sık idrara çıkma isteği
  • Kemiklerde sızı