Akdeniz anemisi (beta talasemi), kana kırmızılığını veren hemoglobin maddesinin beta-globin zincirlerinin sentezinde genetik eksiklik ile karakterize bir grup kalıtsal bozukluktur. Homozigot durumda, beta talasemi (yani talasemi major) ciddi, sürekli kan transfüzyonu gerektiren anemiye neden olur. Heterozigot durumda beta talasemi (yani talasemi minör) hafif ile orta şiddette mikrositik (kırmızı kan hücrelerinin normalden küçük olması) anemiye neden olur. Hastalığın klinik şiddetinin talasemi majör ve talasemi minör arasında olduğu hastalar, talasemi intermedia olarak değerlendirilir. Hastalıklı gen hem anne hem de babada varsa çocuktaki hastalık homozigot; yalnız bir ebeveynde varsa heterozigot olarak adlandırılır.
Beta talasemi Akdeniz ülkelerinde sık görüldüğü için Akdeniz anemisi olarak adlandırılır. Akdeniz ülkeleri haricinde Afrika ve Güneydoğu Asya'da da hastalık sık görülmektedir. Bu bölgeler aynı zamanda sıtma hastalığının sık görüldüğü bölgelerdir. Bu nedenle her iki hastalık arasında korelasyon olduğu düşünülmektedir. Akdeniz anemisi vücuttaki dokulara oksijen taşıyan hemoglobin maddesinde düşüklüğe neden olur. Hastalığın derecesine bağlı olarak belirtiler ortaya çıkar.
Akdeniz anemisi kalıtsal bir hastalıktır. Gen mutasyonları sonucu oluşur. Talasemi hastalarında 200'den fazla gen mutasyonu saptanmıştır. Otozomal resesif hastalık gurubundadır. Gen mutasyonlarına bağlı hemoglobinin globin proteini yetersiz sentezlenir. Bu da hemoglobinin sentezini bozar. Sonuç değişik derecelerde anemi (kansızlık) olarak karşımıza çıkar.
Beta talasemi, bir veya iki ebeveynden miras alınan genetik bir hastalıktır. Tek risk faktörü, ailede hastalık öyküsü olmasıdır.
Hastalık talasemi major, talasemi minör ve talasemi intermedia olarak 3 farklı şekilde görülebilir. Hastalık belirtileri, hastalığın tipine bağlı olarak değişir.
Talasami Major: Akdeniz anemisinin en şiddetli formudur. Bu hastalığa sahip çocuklar erken dönemde şu belirtileri gösterirler:
Talasemi Minör: Bu hastalarda hafif anemi dışında belirti bulunmaz. Demir eksikliği ile sıklıkla karıştırılır. Talasemi İntermedia: Bu hastalarda orta şiddette anemi vardır. Buna bağlı olarak görülen belirtiler şunlardır:
Beta talasemi çoğunlukla Yunan, İtalyan, Afrikalı veya Asya kökenli insanlarda bulunur. Tanı çoğunlukla 6 ila 12 yaş arasında konur. Ağır talasemi bebeklik döneminde belirti verebilir. Akdeniz anemisi tanısı koymak için hastalara şu tetkikler yapılır:
Tam kan sayımı: Bu test, belirli bir kan hacmindeki farklı kan hücrelerinin boyutu, sayısını ve olgunluğu hakkında bilgi verir.
Hemoglobin elektroforezi: Bu test HbA, HbA2 ve HbF düzeyi hakkında bilgi verir. Talasemi hastalarında HbA düşük, HbA2 yüksektir. Hamile bir kadında bebeğin kordon kanından alınan kanla hastalık tespit edilebilir. Serum demir ve demir bağlama düzeyi
Akdeniz anemisinin tedavisi hastalığın tipine göre değişir. Ağır hastalar düzenli kan transfüzyonu almak zorundadır. Akdeniz anemisi minör ve intermedia hastalarının tedavi alması gerekmez. Talasemi major hastalarına yapılan başlıca tedaviler şunlardır:
Dalak, vücudunuzun enfeksiyonla savaşmasına ve eski veya hasarlı kan hücreleri gibi istenmeyen materyalleri filtrelemesine yardımcı olur. Talasemiye sıklıkla çok sayıda kırmızı kan hücresinin tahrip edilmesi eşlik eder. Bu dalağın büyümesine ve normalden daha fazla çalışmasına neden olur.
Genişlemiş bir dalak anemiyi daha da kötüleştirebilir ve transfüze edilen kırmızı kan hücrelerinin ömrünü azaltabilir. Dalak çok büyürse, doktorlar onu çıkarmak için ameliyat önerebilir.
Çoğu durumda Akdeniz anemisi önlenemez. Ancak Akdeniz anemisi taşıyıcıların kendileri gibi taşıyıcılarla evlenmemesi önerilir. Ülkemizde evlenecek çiftlere evlenmeden önce Akdeniz anemisi testi yapılmaktadır. Talasemi hastaları veya talasemi taşıyıcıları çocuk sahibi olmak istiyorlarsa genetik danışma almalıdır.
IVF tedavisi esnasında embriyoya genetik testler yapılarak sağlıklı embriyo kullanılmaktadır.
Akdeniz anemisi tedavi edilmediğinde hayatı tehdit eden komplikasyonlara yol açabilecek ciddi bir hastalıktır. Kesin bir yaşam beklentisini belirlemek zor olsa da genel kural, durum ne kadar şiddetli olursa yaşam beklentisi o kadar azalır. Günümüzde uygulanan tedaviler ile hastaların 30'lu yaşlara ulaşması ve hatta evlenmeleri mümkün olabilmektedir. Talasemi ne kadar erken tespit edilirse, o kadar çabuk tedavi edilebilir. Gelecekte, gen terapisi muhtemelen hemoglobini yeniden aktive edebilir ve vücuttaki anormal gen mutasyonlarını deaktive edebilir.
Talasemili bir hamile kadında risk faktörleri nelerdir? Talasemili kadınlarda hamilelik aşağıdaki risk faktörlerini taşır:
Hastalıklı geni taşımakla birlikte hastalık belirtilerini göstermeyen bireylerdir. Bu guruba talasemi minör denir.